Dengeli Hayat Ancak İslami Yaşantıyla olur
  Bayram Şekerlerine Dikkat
 

Kurban Bayramı'nı fırsat bilen kaçak şekerlemeciler, yine sokakları sağlıksız ve kaçak imal edilen şeker ve çikolatalarla doldurdu. Ramazan Bayramı'nda diğer dönemlere göre şeker, çikolata ve kolonya satışlarının 10 kat artış göstermesi, sağlıksız ve ruhsatsız imal edilen ürünlerin toplumsal ölçekte vereceği zarara daha bir ciddiyetle dikkat çekmek gerektiğinin de bir göstergesidir.

Marketlerde ve pazar yerlerinde satışa sunulan şekerleme, lokum ve çikolatalarda görülen anormal fiyat farkları, tüketiciyi ister istemez şüpheye sokmalıdır. Eğer bir şekerleme türü pazarda 1.5 YTL’den 10 YTL’ye kadar fiyatlandırılabiliyorsa, bir çikolata türü 5 YTL’den 25 YTL’ye kadar çok farklı fiyatlarla satışa sunulabiliyorsa, burada bir anormalliğin olduğunu düşünmeliyiz.

Belediyeler ve Tarım Bakanlığı arasında oluşturulan yetki kargaşası sebebi ile ruhsatlı firmaların dahi sağlıklı denetlenemediği bir ortamda, “merdiven altı” tabir edilen kaçak yollarla üretilip piyasaya sürülmüş ürünler, tüketiciler için başlı başına endişe kaynağı oluşturmaktadır. Hem sağlıksız, hem de haram şüphesi altındaki katkı maddelerinin kontrolsüz ve denetimsiz olarak kullanıldığı bilinen bu ürünleri satın alırken çok dikkat etmemiz gerekmektedir.

Ruhsatlı ve markalı ürünlerde dahi bu endişe varken, asla fiyatı ucuz diye kaçak üretilen ürünler satın alınmamalıdır.

Markalı ürünlerde de GİMDES’in web sitesinde yayımlanmakta olan katkı maddeleri ile ilgili bilgilere itibar edilmeli, etiketleri okunmadan ve iyice emin olunmadan satın alma kararı verilmemelidir.

Uzmanlar, hijyenik olmayan şartlarda üretilen, kalitesiz ve bayat şeker ve çikolatanın sağlığı ciddi biçimde tehdit ettiği uyarısında bulunuyorlar. Türkiye nüfusunun büyük çoğunluğunun geçim sıkıntısı çektiği bir ortamda, kalitesiz şekerleme üretenlerin bu durumu suiistimal ettiği biliniyor. Hemen her köşede satışa sunulan marketlerdekinin yarı fiyatına, ama sağlıksız ve güvencesiz lokum, çikolata, şekerleme türleri, bayram geleneklerini yerine getirmek isteyen dar gelirli vatandaşı adeta “tüketim tuzağı”na çekiyor.

Vatandaşın en mutlu olacağı bu bayram günlerinin öncesinde sahte ve kalitesiz ürünlerin piyasayı doldurması, aslında ülkemiz için yüz kızartıcı bir durumdur. Denetim eksikliği nedeniyle hem kayıt dışı, hem de merdivenaltı üretimin kesintisiz devam ettiği bu ortamda, buraları ne zabıta ekipleri, ne Tarım Bakanlığı, ne de Sağlık Bakanlığı ekipleri sağlıklı ve yeterli bir şekilde denetleyebiliyor. Denetlemenin olmadığı yerlerde her türlü sahtekârlığın yapılabildiğini önceki yıllarda yaşadığımız acı tecrübelerden biliyoruz.

GİMDES olarak, vatandaşların seyyar tezgâhlarda açıkta satılan şekerleme ürünlerinden kesinlikle uzak durmalarını öneriyoruz. Hatta, Pazar paylarını sokak satıcılarına bırakmak istemeyen büyük marketlerin ürünlerine de dikkat etmeleri gerektiğini vurguluyoruz. Tüketici, gıda ürünlerinin son kullanma tarihini iyi kontrol etmelidir. Bu son kullanma tarihlerinin orijinal etiket baskısı mı, yoksa sonradan kaşe ile vs. basılmış sahte bir tarih mi olduğuna dikkat etmelidir. Rengi matlaşmış şekerlemelerin bayat olabileceğini asla akıldan çıkarmamalıdır. Lokum alacaklara ise şu ikazlarda bulunuyoruz: Kaliteli ve taze lokum, üzerine baskı uygulandığında yayılmaz ve baskı kalktığında eski halini alır. Elle iki kenarından çekildiğinde lastik gibi uzamaması ve ele yapışmaması, lokumların taze olduğunu gösterir. Aksi olursa, o lokumu asla tüketmeyiniz.

Şeker alırken nelere dikkat edilmeli?

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı mührü olan ürünleri alın. Aşırı sıcağa maruz kalmış ve beyazlaşmış üründen kaçının. Sokakta ve açık ortamda satılan şekerlerden uzak durun. Markasına yatırım yapan güvenilir ürünleri tercih edin. Dükkânın fizikî görünümüne ve temizliğine dikkat edin. Mamülün üretim ve son kullanma tarihilerini kontrol edin. Satış elemanlarının eldiven kullanmasına önem verin. Ambalajındaki içindekiler kısmını dikkatle okuyun ve GİMDES’in web sitesinde yayımlanan katkı maddeleri listesinden, mahiyetini araştırın; şüpheli katkı maddeleri içeren ürünleri almayın.

 Yılda 3000 ton civarında ithal edilen jelatinin en az 2250 tonunun domuzdan ve helal kesilmemiş sığır ve benzeri hayvanlardan üretilmiş olduğu düşünülürse, şüpheden uzak durmak için jelatinli ürünlerden kaçınılmalıdır. Etiketinde E441 veya jelatin veya gelatin yazan ürünler için ihtiyatlı olunmalıdır.

 E120 Karmin boya maddesi ihtiva eden ürünler, hem bilhassa çocukların sağlığı için zararlı, hem de bit türü bir böcekten elde edilen katkı maddesi olduğu için dinen mahzurlu olduğu düşünülmelidir.

 E471, E472, E473, E474, E475, E476, E477 Mono ve Digliserit ve tuzlarını içeren ürünlerde, bu katkı maddesinin hem hayvani yağlardan, hem de bitkisel yağlardan üretildiği dikkate alınmalıdır. Etikette bunun açıkça belirtilmiş olması gerekir. Eğer bitkisel olduğuna emin isek kullanabileceğimizi, aksi halde uzak durmamız gerektiğini bilmeliyiz.

 E950, E951, E952 ve E954 Suni tatlandırıcılar Asesulfam, Aspartam, Sıklamik Asit ve Sakkarinleri ifade eder. Bunlar, gıdalarda ve ilaç sanayiinde tatlandırıcı olarak kullanılırlar; fırınlanmış yiyecekler, dondurulmuş tatlılar, şekerlemeler, mandıra ürünleri, pastalar, farmasotik olarak ağız hijyeni ve son zamanlarda içeceklerde kullanılmaktadır. The Center for Science in the Public Interest (CSPI) yapay tatlandırıcılar aspartam, sakarin ve asesülfam potasyumu en kötü 10 katkı maddesi listesine dahil etmiştir; bu üç tatlandırıcının da hayvanlarda kansere neden olduğu tespit edilmiştir. İnsanlarda Kanser riskini arttırabilir. Ayrıca çocuklarda ve ceninlerde beyin hasarı oluşturabilmektedir.

Bu açıklamalarımızla maalesef olay tamam olmuyor. Bir araştırma gurubunun piyasadaki şekerleme ve pasta ürünlerinde yaptıkları laboratuar çalışmalarının ortaya çıkardığı sonuçlar, durumun vahametini ortaya koymaya yetmektedir. Araştırmaya göre, 25 şekerleme örneğinin 11’inde izin verilmeyen renklendiricilere rastlanmıştır. Pasta süsleri ve şekerlemeler üzerinde yapılan çalışmalarda ise pasta süslerinin %12,5’unda izin verilen boyaların izin verilen miktarlarında, %59,4‘ünde izin verilen boyaların izin verilen miktarlarının üzerinde, %28,1’inde ise izin verilmeyen boyların kullanıldığı belirlenmiştir. Şekerlemelerde ise uygun renklendirici kullanım oranı %20,8’dir. %64,2’sinde izin verilen miktarın üzerinde, %15’inde ise yasaklanmış boyalar kullanılmıştır.

Şurası asla unutulmamalıdır: Yasaklanan renklendirici maddeler kesinlikle toksik ve kanser yapıcı maddelerdir. İzin verilen renklendiriciler de çok masum değildir; zira bunların belirlenen sınırlarının üstüne çıkıldığı zaman alerjik reaksiyonlar, deri döküntüleri, astım ve hiperaktivite olayları meydana gelebilmektedir.

Bütün bu anlatılanlar, üreticilerin ve kontrol mekanizmalarının ne kadar ciddiyetten uzak olduklarını göstermektedir.

Bütün bu olumsuzluklara ek olarak bazı ürünlerde, tüketiciye güven imajı vermek için, sahte TSE ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı damgalı etketlerın basıldığı bilinmektedir. Bunlara da dikkat edilmelidir.

Bu bayram da, sahtelerini bir tarafa atalım, gerçek HACCP ve İSO sertifika garantisinin çok üzerinde garanti sağlayacak “HELAL SERTİFİKA” uygulamalarının başlatılamadığı bir ortamda bir basın bültenini daha yayınlama üzüntüsü içerisinde olduğumuzu bildiririz.

“Gıda Terörü”nün bütün olumsuzluklarına rağmen, ağız tadıyla, huzurlu, birlik ve beraberlik duyguları içerisinde, tüm İslam aleminin mutluluğuna vesile olacak bir BAYRAM geçirmemiz dileği ile…

 
  Bugün 1 ziyaretçikişi burdaydı! Dengeli Hayat  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol